Çanakkale Savaşları Panosu / Adeviye Hanım
alıkesir'de Ali Şuuri İlkokulu karşısındaki boşlukta 5-6 yıl öncesine kadar eski bir ayakkabı
tamircisi vardı. 2. aralıktaki 2. dükkanda kır, palabıyıklı bir ihtiyar çalışırdı. Bizim Cevdet
Dedemiz( Alkalp).
Bir akşamüstü dükkanın önünde çay içerken konu Çanakkale'ye gelince ağlamaya başladı. “ Rahmetli
babam Hafız Ali Çanakkale'de kaldığında anamın karnında 7 aylıkmışım. Onu hiç tanımadım bir
fotoğrafı bile yoktu. Ogünler çok zor günlerdi. Seferberliğin sıkıntıları Kuvay-ı Milliye zamanı
işgal yılları kurtuluş.. Yokluk.. Kıtlık...Sıkıntı.. Çocukluğumuz hep ekmek peşinde sıkıntıyla
geçti. Ama anam ( Adeviye) benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta her bir yere gidişte
yanıma gelir,
“ oğlum ben pazara gidiyorum, baban gelirse beni hemen çağır ha…”
“ ben teyzenlere gidiyorum, baban gelirse beni hemen çağır ha…”
“ ben komşulara gidiyorum, baban gelirse beni hemen çağır ha…”
“ ben mevlüde gidiyorum, baban gelirse beni hemen çağır ha…”
Annem babamı bekledi durdu. Büyüdüm dükkan açtım, annem gene her bir yere gidişte dükkana gelir
gideceği yeri söyler baban gelirse beni hemen çağır ha diye eklerdi. Aradan yıllar geçti anacığım
ihtiyarladı gene hep değneğini kakarak yanıma gelir. Baban gelirse beni hemen çağır ha diye
tembihlerdi. Günü geldi, ağırlaştı. Ölüm döşeğinde bizimle helâlaştı. “ bana iyi baktınız hakkınızı
helal edin” Bana döndü yavaşça “ Baban gelirse, ona annem hep seni bekledi de” dedi. Birden
irkilerek doğruldu ve kapıya doğru gülümseyerek “ HOŞGELDİN… HOŞGELDİN!” diyerek ruhunu teslim etti.
- Açıklama
alıkesir'de Ali Şuuri İlkokulu karşısındaki boşlukta 5-6 yıl öncesine kadar eski bir ayakkabı
tamircisi vardı. 2. aralıktaki 2. dükkanda kır, palabıyıklı bir ihtiyar çalışırdı. Bizim Cevdet
Dedemiz( Alkalp).
Bir akşamüstü dükkanın önünde çay içerken konu Çanakkale'ye gelince ağlamaya başladı. “ Rahmetli
babam Hafız Ali Çanakkale'de kaldığında anamın karnında 7 aylıkmışım. Onu hiç tanımadım bir
fotoğrafı bile yoktu. Ogünler çok zor günlerdi. Seferberliğin sıkıntıları Kuvay-ı Milliye zamanı
işgal yılları kurtuluş.. Yokluk.. Kıtlık...Sıkıntı.. Çocukluğumuz hep ekmek peşinde sıkıntıyla
geçti. Ama anam ( Adeviye) benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta her bir yere gidişte
yanıma gelir,
“ oğlum ben pazara gidiyorum, baban gelirse beni hemen çağır ha…”
“ ben teyzenlere gidiyorum, baban gelirse beni hemen çağır ha…”
“ ben komşulara gidiyorum, baban gelirse beni hemen çağır ha…”
“ ben mevlüde gidiyorum, baban gelirse beni hemen çağır ha…”
Annem babamı bekledi durdu. Büyüdüm dükkan açtım, annem gene her bir yere gidişte dükkana gelir
gideceği yeri söyler baban gelirse beni hemen çağır ha diye eklerdi. Aradan yıllar geçti anacığım
ihtiyarladı gene hep değneğini kakarak yanıma gelir. Baban gelirse beni hemen çağır ha diye
tembihlerdi. Günü geldi, ağırlaştı. Ölüm döşeğinde bizimle helâlaştı. “ bana iyi baktınız hakkınızı
helal edin” Bana döndü yavaşça “ Baban gelirse, ona annem hep seni bekledi de” dedi. Birden
irkilerek doğruldu ve kapıya doğru gülümseyerek “ HOŞGELDİN… HOŞGELDİN!” diyerek ruhunu teslim etti.Stok Kodu:90044Kapak Türü:Karton
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.